NEDEN BİLMEM BU İPTİLA
Beste: Neveser Kökdeş
Güfte: Neveser Kökdeş
Makâm: Nihâvend
Usûl: Semâî
Seslendiren Sanatçı:Aslıhan Erkişi
Neden bilmem bu iptilâ günden güne hâlim fenâ
Aşkta yok mu vefâ sorsam sana hastadır gönlüm inan bana
Sevmek nedir hiç mi bilmedin aylar geçti seni görmedim
Aşkta yok mu vefâ sorsam sana hastadır gönlüm inan bana
Neveser KÖKDEŞ (1904 -1962)
1904 yılında bazı kaynaklara göre Üsküdar’ da, bazılarına göre de babasının sürgünde olduÄŸu bugün Yunanistan sınırları içinde olan Drama’ da dünyaya gelmiÅŸtir. Babası BaÅŸmabeyinci HurÅŸit Bey’ dir. Bir baba ve üç anneden 8 kardeÅŸler. KardeÅŸlerinden biri de ünlü operet bestecisi Muhlis Sabahattin Ezgi’dir.
Neveser Hanım, Notre Dame de Sion’ da okumuÅŸtur ve zamanına göre çok iyi bir eÄŸitim almıştır. Varlıklı bir ailenin kızı ve döneminin şık hanımlarından biri olan Neveser Hanım, 16 yaşında topçu subayı Mehmet Ali Üsküdarlı ile evlenmiÅŸtir. Ancak, bu evlilik çok kısa sürmüş, henüz ikinci yılında eÅŸinin Çanakkale Savaşı’ nda ÅŸehit düşmesi neticesinde bir yaşındaki oÄŸlu Adnan ile baÅŸbaÅŸa hayatını devam ettirmiÅŸtir. EÅŸinin ÅŸehit olması ile ekonomik sıkıntılara girmiÅŸ, bu sıkıntı yüzünden içine kapanmış ve sinir hastası olmuÅŸ, 35 yaÅŸlarında geçirdiÄŸi yüz felci nedeniyle yüzünün saÄŸ tarafını kullanamaz olması da onu büsbütün üzmüştür. Hayatının son yıllarını Moda’ da Ahmet Sapmaz’ ın himayelerinde yalnız başına geçirmiÅŸ, 1962 yılının 7 temmuz günü Kadıköy’ deki evinde geçirdiÄŸi kalp krizi sonucu vefat etmiÅŸtir. Cenazesi ertesi gün İstanbul Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’ ındaki aile mezarlığında topraÄŸa verilmiÅŸtir. Acı çeken ama hiçbir ÅŸeyden de taviz vermeyen bir İstanbul Hanımefendi’ sidir.
Sanat Hayatı :
Neveser KökdeÅŸ, müzik zevkini, çeÅŸitli klasik ve halk sazlarını çalabilen, amatör bir müzisyen olan babasından almıştır. Notre Dame de Sion’ da piyano çalmasını da öğrenmiÅŸ, okuldaki bir yarışmada birincilik kazanmış. BesteciliÄŸe henüz 12 yaşında polkalar besteleyerek adım atmıştır. İstanbul Radyosu’ nda bir süre tanbur sanatçısı olarak da çalışmış, ama radyoda aradığı ortamı bir türlü bulamamış AÄŸabeyi Sabahattin Bey’ in operet temsillerinde piyano çalmış ve ona ait bazı operet ÅŸarkılarını taÅŸ plaklara okumuÅŸtur. Piyano, tanbur ve gitar çalması, güftekarlığı yanında, hem kendine özgü bir tarz yaratmış olması ve hem de çok sayıda eser vermiÅŸ olması nedeniyle Neveser KökdeÅŸ’ in ne kadar önemli bir üstat olduÄŸunun kanıtıdır.
Neveser KökdeÅŸ, zamanının en popüler dergisi olan Radyo Alemi’ nde (26 Mart 1953) yayınlanan bir röportajında ÅŸunları söylemektedir:
”Fes-mes devri geçti, niçin musikimizde inkilabı hazmetmiyoruz. Dede’ ler ve Rahmi Bey’ lerin bile zaman zaman Türk musikisinde inkilap yapmak üzere harekete geçtikleri görülmüş, fakat fes’ in altındaki zihniyet karşısında daha fazla cesaret edememiÅŸlerdir. Yani herkes bilir ki Dede’nin valsleri vardır. Benim ‘aman’ larım basit eski tarz ‘aman’lar deÄŸildir. Fakat geçenlerde radyoda dinledim bir hanım sanatkarımız bir köçekçemdeki ‘aman’ı gazel ‘aman’ ına çevirdi. Bir ‘aman’ çekti ki, ben de aman dedim. Eserlerimi güzel okuyan sanatkar Sabite Hanım’ dır. Mualla Mukadder de fena deÄŸil, fakat Sabite Tur’un sesi, alafranga naÄŸmelere daha çok gidiyor. Bu iÅŸten kırk para kazanmıyorum. Üstelik eserlerimi orkestrasyon yaptırmak için cebimden para verdiÄŸim bile oluyor. Bestekarlık bana sıhhatimi, saadetimi, her ÅŸeyimi kaybettirdi. Bütün bu zahmetin ve ızdırapların mükafatı nedir biliyor musunuz? Bestelerimi tahfir etmek suretiyle harcamak. Halimi görüyorsunuz. Halbuki Türk müziÄŸini hudutlarımızın dışına çıkarmış bir sanatkarım. Eserlerim halen Londra ve Paris operalarında çalınıyor.
Neveser KökdeÅŸ’ in bazı kaynaklara göre 500′ den, bazılarına göre ise 1000′ den fazla eser bestelediÄŸi ileri sürülmekle beraber, elimizde bunların 100 kadarının notası vardır. Eserleri, tango, vals, operet ve ÅŸarkı formlarındadır. Åžarkılarının çoÄŸu semai (vals) usulündedir ve çoÄŸu eserinin güftesini de kendisi yazmıştır. Bestelerini uzun süre saklamış ve ancak aÄŸabeyi Muhlis Sabahattin’ in ölümünden sonra ortaya çıkarmıştır. İlk eseri radyoda onun öldüğü gün yayınlanmıştır. Ölümünden sonra da eserlerinin yakılmasını vasiyet etmiÅŸ ve bu nedenle de pek çok bestesi yakılmış ve böylece de kaybolup gitmiÅŸtir.