Arama
    Rüzgâr Uyumuş Ay Dalıyor – Nota Eşliğinde Karaoke Hakkında

    Beste: Refik Fersan
    Güfte: Cenap Muhittin Kozanoğlu
    Makam: Acemkürdî
    Usûl: Yürük Semâî

    İcrâ Eden Sazendeler:
    Kanun: Tahir Aydoğdu
    Ney: Bilgin Canaz
    Piyano: Hakan Ali Toker

    Rüzgar uyumuş, ay dalıyor her taraf ıssız
    Ölgün ışıyor varsa uzak bir iki yıldız
    Bak çıt bile yok korkma benim bahçede yalnız
    Ey gözlerinin rengi kadar, kalbi güzel kız

    Meftunun olan gözlerim endamını görsün
    Kumral saçının üstüne busem de taç örsün
    Hüsnün ezelî saltanatından da büyüksün
    Ey gözlerinin rengi kadar, kalbi güzel kız

    REFİK FERSAN (1893-1965)

    Refik Fersan 1893 yılında, İstanbul’da Şehzadebaşı’nda doğdu. 1895 yılında babası öldüğünde Refik Fersan iki yaşındaydı. Ailece büyük teyzesinin oğlu olan “Mabeyinci” Faik Bey’in Bebek’teki Hekimbaşı Behçet Efendi yalısına taşındılar.

    Bu yalıda haftanın belli günlerinde Tanburi Cemil Bey, Leon Hancıyan, Enderuni Hafız Hüsnü, Lavtacı Andon, Rahmi Bey, Lemi Atlı, Udi ve Kanunu Hasan, Neyzen Aziz Dede, Neyzen Hakkı Dede, Yeniköylü Hasan Efendi ve Yılanlı Yalı’nın sahiplerinden Hacı Muhip Remzi Bey’in oğlu Kanuni Mahmud Bey gibi sanatkârlar yetenekli kalfa ve cariyelere derse gelirler, muhteşem fasıllar yaparlardı. Çoğu kez geceleri yalıda kalırlardı. İşte Refik Fersan böyle bir ortamda Türk Musikisi ile ilişki kurarak bu sanata deruni bir bağla bağlandı.

    Ailesinin musikiye düşkünlüğü, kendisinin de olağanüstü hevesi ile başlangıçta ud çalmaya çalıştı. Bir süre sonra tanburda karar etti. Böylece on iki yaşında ve 1904 yılında Tanburi Cemil Bey’den ders almaya başladı. Bu dersler beş yıl sürmüştür. Bu sıralarda bir yandan tanbur dersleri alırken bir yandan da Leon Hancıyan’dan usul dersleri alıyordu.

    Öğrenim hayatına Galatasaray Sultanisi’nde “nehari” olarak başladı. Galatasaray Lisesinden 1909’da mezun oldu. O yıllarda burada öğretmen olan Tevfik Fikret ile Papadolos ve Ahmed Rasim Bey’den özel dersler aldı. Böylece Fransızca ve edebiyat öğrendi; biraz da İngilizce bilirdi.
    1909 yılında ailece Mısır’a gittiler; 1913 yılında Faik Bey’in kızı Fahire Fersan’la evlendi. Orada bulunduğu yıllarda Batı Musikisini tanımaya çalıştı. Tanburunu da ihmal etmiyor, ara vermeden çalıyordu.

    1917’de İstanbul’a dönüşünden sonra, Ziya Paşa’nın başkanlığı döneminde “Darülelhan Encümen” üyelerinden Rauf Yekta Bey, Ahmed Irsoy, İsmail Hakkı Bey ve şehzade Ziyaeddin Efendi’nin huzurunda parlak bir sınavla Darülelhan’a girdi. Bu sınav sırasında yirmi dört yaşında olan Refik Fersan’a şehzade Ziyaeddin Efendi, başarısını kutlamak amacı ile çok kıymetli altın saatini hediye etmişti. Böylece “tanbur muallimi” olarak öğretim üyeleri arasına katılmış oldu.

    1918 yılında askerlik hizmetini yapmak üzere yine başarılı bir sınavla “Muzika-i Humayun”un Türk Musikisi dalına “muallim muavini” olarak yüzbaşı rütbesiyle tayin oldu. Halbuki o zaman kadar bu tayin ancak Endurun’dan yetişenler arasında yapılabilirdi. Aynı tarihlerde İsmail Hakkı Bey’in yönetiminde geliri “Malul Gaziler Cemiyeti”ne verilmek üzere ilk konserini verdi. Muzika-i Humayun’da Veli Kanık, Zati Arca ve Zeki Üngör’ün bulunduğu bir jüri önünde başka bir sınav vererek Türk Musikisi bölümünün şefliğine getirildi.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, saraydaki musiki kadroları 1924 yılında Ankara’ya nakledilince “Cumhurbaşkanlığı Fasıl Heyeti” şefi oldu;1925’de binbaşılığa terfi etti. 1927’ye kadar burada çalıştıktan sonra sağlık sebepleri ile görevinden ayrılarak İstanbul’a yerleşti.

    Çankaya Köşkü’nde çalıştığı yıllarda, başbakan İsmet İnönü’nün Yunanistan’a yaptığı geziye katıldı. Yunanistan başbakanı Venizelos’un himayesinde Olimpiyat Tiyatrosu’nda birkaç konser verdi. O yıllarda bestelemiş olduğu ve rast makamındaki “Methal” i Yunanistan’da armonize edilerek çalınmıştır.

    1937’ye kadar ilk İstanbul Radyosu’nda çalıştı. Prens Yusuf Kemal’in daveti üzerine 1927 yılında Mısır’a giderek dört ay, Mısır’a ikinci gidişinde ise bir ay kaldı. 1934 yılında konserler vermek için Macaristan’a gitti. 1938’de yeni Ankara Radyosu hizmete açılınca, eski İstanbul Radyosunun pek çok sanatkarı gibi o da Ankara’ya geldi; bir süre sonra “Repetitör” oldu. Şark Musikisi Konservatuarını kurmak için “Şark Musikisi Mütehassıs Müşaviri” olarak 1949 yılında Suriye’ye davet edildi. Altı ay kadar Şam’da çalıştıktan sonra 1950’de İstanbul’a döndü.

    Davet üzerine, İstanbul Belediye Konservatuarı icra heyetinde çalıştı ve “İlmi Kurul” başkanlığı yaptı. Mide kanaması sonucu 1953 yılında bütün görevlerinden ayrıldı. Bir süre de “Tasnif Heyeti”nde çalışmıştır.

    Uzun süreden beri çekmekte olduğu bir akciğer hastalığından 13 Haziran 1965 Pazar günü öldü; Zincirlikuyu Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Rüzgâr Uyumuş Ay Dalıyor – Nota Eşliğinde Karaoke Hakkında
    Yorum Yapabilirsiniz:
    En Popüler Şarkılar
    GÜLŞEN KUTLU – AHU GÖZLER

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    19 gün önce yayınlandı

    İlker Gürsan – Bu Dünyada

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    2 ay önce yayınlandı

    Melike Şahin – Tutuşmuş Be

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı

    Cengiz Kurtoğlu – Küllenen

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı

    Aydilge – Hayat Şaşırtır!

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı

    Sura İskenderli – Derinlere

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı

    Tan Taşçı – Yalan

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı

    Sinan Özen – Koptuğu Yerde

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı

    Aydilge – Aşk Lazım

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı

    Aydilge – Yine Ben Aşık Old

    İzlenme :

    Kategori : Genel

    3 ay önce yayınlandı