Deezer:
Spotify:
İtunes:
Takipte Kalın▼
▷Kayseri Türküleri:
▷Sivrihisar Türküleri:
▷inönü Türküleri:
▷Sivas Türküleri:
Kaynak Kişi: Cemal Karaelmas
Derleyen: Osman Özdenkçi
Yere Düştü Alamadım Fesimi Aman Fesimi
Çok Ünledim Yar Duymadı Sesimi
Anam Yok Ki Kimler Tutsun Yasımı Aman Yasımı
Aman Aman Avcı Avında Olayım Vur Beni
Efendimsin Terk Edemem Ben Seni
Attım Attım Kıramadım Camları Aman Camları
Sel Gibi Aktı Aslanımın Kanları
Ko İnlesin Eskişehir Damları Aman Damları
Aman Aman Avcı Avında Olayım Vur Beni
Efendimsin Terk Edemem Ben Seni
#deniztoprak #yeredüstümalamadimfesimi #eskisehirturkuleri #turku #turkishmusic #ozancolakoglu
Yapım: MTK Medya
Aranjör: Önder Meral
Yönetmen: Atınç Tunç
Stüdyo: Sistem
Ozan Çolakoğlu Prd-Kaya Müzik
Mix-Kayıt: Önder Meral
Mastering: Emre Kral
Sazlar:
Perküsyonlar: Ömer Aslan
Mehmet Akatay-Cengiz Tekgül
Ziya Atak-Mustafa Sözübir
Gitarlar: Önder Buruk-Sezer Can
Bas Gitar: Onur Kamer
Kiobord: Akın Selçuk
Bağlama: Gökan Sel
Cura: Ahmet Yüksel
Garmon: Nejat Özgür
Akordion: Bekir Sezen
Kemane: Uğur Ömür
Klarnet: Caner Malkoç
Lavta: Gürhan Yüksel
Buzuki: Gökan Yüksel
Davul: Tuna Aydın
Grafik&Tasarım: origamiajans.com
Baskı: Hazerfanahmet A.Ş.
Türkçe söylenmiş şiir anlamına gelen “Türkü”nün “Türkî” sözünden geldiği görüşü ittifakla kabul edilmiş bir görüştür. Yani, “Türk” kelimesine Arapça “î” ilgi ekinin getirilmesiyle vücut bulmuştur. “Türk’e has” anlamına gelen bu söz halk ağzında “Türkü” şekline dönüşmüştür.
Türkü sözü muhtelif Türk boylarında farklı kelimelerle isimlendirilirler. Türküyü Azeri Türkleri mahnı, Başkurtlar halk yırı, Kazaklar türki, türik halık äni, Kırgızlar eldik ır, türkü, Kumuklar yır, Özbekler türki, halk koşiği, Tatarlar halık cırı, Türkmenler halk aydımı, Uygur Türkleri de nahşa, koça nahşisi derler.
Türkü terimi ilk defa XV. yüzyılda Doğu Türkistan’da aruz vezniyle yazılmış ve özel bir ezgi ile söylenmiş ürünler için kullanılmıştır. Burada değerlendirmeye çalıştığımız hece vezni ile söylenmiş türkülerin Anadolu’daki ilk örneğini ise, XVI. yüzyılda buluruz. Türkü şekline uygun ve türkü adını taşıyan ilk örnek XVI. yüzyıl halk şairlerinden Öksüz Dede’ye aittir.
Bir ezgi ile söylenen halk şiirinin her çeşidini göstermek için Türkiye’nin sözlü geleneğinde en çok kullanılan ad “Türküler”dir. Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır.
Türkü, Türk halk edebiyatı nazım şekli ve türüdür. Ezgisi yönüyle diğer halk şiiri türlerinden ayrılır. Türküler genellikle anonimdir. İsimleri bilinen saz şairlerinin söyledikleri de giderek halka mal olmuş ve bunlar da anonimleşme eğilimine girmiştir. Türkü söylemeye “türkü yakmak” da denir.
Türküler genellikle hece vezninin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla kıtalar halinde söylenir. Her kıta türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bend ile nakarattan meydana gelir. Nakarat her bendin sonunda tekrarlanır. Bu kısım bağlama veya kavuştak diye de bilinir. Türküleri kesin ayrıma sokmak güçtür. Bir yörede yakılan türkü diğer bir yöreye şekli ve söyleniş biçimi değişerek geçebilir.
Türkülerin Özellikleri:
1. Türkülerde konu zenginliği vardır. Aşk, ayrılık, ölüm, tabiat, kahramanlık, güzellik başlıca konularıdır.
2. Hecenin yedili, sekizli en çok da on birli kalıplarıyla yazılırlar.
3. Türküler genelde dörder mısralı bentlerden oluşur.
4. Bazıları koşma şeklindedir.
5. Bazı türkülerde her bendin sonunda aynı dize veya dizeler tekrarlanır. Bu tekrarlanan dizelere nakarat (kavuştak) adı verilir. Nakaratların völçüsü bazen ana bentlerin ölçüsünden ayrı olabilir.
6. Türkülerin kafiye örgüsü genelde şöyledir: “aaab cccb dddb”, “aaabb cccbb dddbb” veya “aaabcc dddbcc eeebcc” şeklindedir.
7. Türküler ait oldukları bölgelere göre adlar alırlar.
8. Genelde anonimdirler ama söyleyeni belli olan türküler de vardır.